bu oyun sayesinde monitör bozuldu servis tarafından panel değiştirildi teşekkürler asus.

anlamsiz, vasat, aksiyonu kotu. gereksiz bir oyun.

mermi aramaktan oyunun atmosferine ve hikayesine odaklanamıyorsun. 1998 resident evil stayla

İlk Defa Bu Kadar Gerildim

Tam anlamıyla bir “hayatta kalma korku” oyunu... O kadar korku oyunu sömürdük, ilk defa bir oyunda kafamı ellerimin arasına alıp “ben yapamayacağım galiba, yapamayacağım” diye deli deli hareketler yapasım geldi. Gecenin 1inde “heöeğğğ” diye bağırdığımı duyan annem yanıma gelip oyunu seyretmeye başladı ve hayran kaldı. Silent Hill (hikayesel olarak) hayranı anamdan da geçerli not aldınız. (Not: Anne senin yüzünden küçüklüğümden beri korku türünün bağımlısı oldum, lütfen düzelt şunu.) Bloober Team gerçekten tam olarak bana ve içime hitap eden oyunlar yapıyor. Bu yüzden kendisine karşı yoğun hisler beslemeye başladım. Galiba bana fazlaca dopamin fırlattığından oksitosin salınımım da bu doğrultuda tavan yaptığı için aşık oldum. Ayrıca Türkçe dil desteği için teşekkürler gıdısını yediklerim.

Hikaye

E hikayesi biraz klasik (kader olaraktan), bir salgın çıkıyor ve bu salgın insanları yaratıklara dönüştürüyor. İnsanlığın sonu geliyor (yaşasın). Ancak bunun yanı sıra zaman yolculuğu yapıyoruz. Biz bir Gezginiz ve görev sonucu bir yere fırlatılıyoruz. Bizim görevimiz geçmişe gidip değerli insanların zihin özlerini onlar ölmeden toplamak, salgına tedavi bulmak, olayların neden geliştiğini çözmek. Hikaye Polonya'da ve (pek çok korku/bilim kurgu oyununda olduğu gibi) Sovyet yönetiminde geçiyor. Sovyet tarihini araştırmayı sevdiğimden (aşırı distopyanın en nadir örneği) kendi kendime espiri yapıp infilak ettiğim çok oldu. Bizim ekip bu zeki insanları Kolektif denen şeye katmaya çalışıyorlar. "Gezginler"(Traveler-Ayrıca bizim oynadığımız Gezginin adı ND-3576) ve "Koruyucular" (Warden) olarak kolektif için çalışan bir tayfayız. Karakter diyaloglarında nasıl koruyucu olunduğuna ilişkin bilgiler de veriliyor. Bir Gezgin öldüğünde sistem bunu algılayıp başka bir Gezgin çağırıyor. Bu bilgiler için Koruyucu ile karakter diyaloglarınıza dikkat etmeniz önemli. Oyunda kediler var ve bazen bize yol gösteriyorlar. Onun dışında pusula harici bir göstergemiz de yok. Hikayenin bir kısmında Koruyucu ile karşılaşıyoruz ve onunla olan diyalog seçimlerimizden birinde "bu kediler nereden geliyor" diye sorabiliyoruz. Cevapları yazıp oyun zevkinizi kaçırmayacağım ama baya kedi övmüşler. Çok hoşuma kaçtı. Oyunda bireysellik, transhumanlık, toplumun yozlaşması gibi daha farklı bilim kurgu oyunlarında bize gösterilen pek çok şey var zaten. KIZ İLGİMİ ÇEKEN DE O YA. Bilim kurgu eserlerinin çoğu bundan besleniyor zaten. Özellikle yalnızlık temasını çok iyi verdikleri için fazladan hoşuma gidiyor. Ayrıca karakterimiz bir noktada özlerden dolayı halise düşüyor. Oyunda sağda solda bulduğumuz notlar, insanların geçmişte yaşadığı acılar, oynadığımız karakterin göreve adanmış olup bunun için hareket eden bir robot gibi olması, sonrasında çözülen iç dünyalar, şahit olduğumuz hayatlar... Mıncırırım ben bunu. Sonu pek etkilemedi ya da rahatlama hissi vermedi ama tüm oyun boyunca yaşattıkları güzeldi.

Oynanış

FPS drop var ancak geçmişten alışkın olmadığımdan beni fazla rahatsız etmedi. Siz böyle şeyleri fazlaca önemsiyorsanız doğal olarak rahatsız edecektir. Bir arkadaşım bu sorun için mod önermişti ve işe yaradı. Şöyle bırakayım: https://www.nexusmods.com/cronosthenewdawn/mods/28 Oyunun ilk 1 saatini Bloober Team’in eserini oynadığımı unutarak “ne kadar çok Silent Hill 2’ye benziyor, çok güzel” diye diye oynarken, gerçeği tekrar hatırlamam sonucu yine şahlandım. Daha sonrasında hastane kısmında imanımın gevrediği koca bir Resident Evil 3’e döndü. Yani bu kısımda gerçekten sabır anlamında, korku sınırım anlamında tükendiğimi hissettim. Oyunu tamamen kolla oynadım. Bazı mekanlar inanılmaz karanlık ve benim gibi lootçu insanların böyle ortamlarda “aman bir loot kaçırırım” diye aklı çıkar. Oyunda envanter çok sınırlı, evet. Yükseltmelerle bir miktar genişletebiliyoruz ama envanter yönetimini hunharca organize ettiğimden sıkıntı yaşamadım. (Düzen takıntısı en üst sürüm.) Yaratık tasarımları Dead Space’i andırıyor. Atmosfer mükemmel. Normalde arkada kısık sesle video ya da podcast açarım. Dikkatim dağılmasın diye kimseyle konuşmak da istemem. Ama bu oyunun içindeymişim gibi hissetmeyi çok sevdiğimden sadece oyuna odaklanarak oynadım. İyi b0k yedim. Ben bu oyunda cidden altıma s.çtım ya. SH2’yi bile güle oynaya, iç dünyamda boğula boğula oynamıştım. Bunda fena s.çtım.

Görsellik, Tasarım ve Müzikler 

Bilim kurgu türünün verdiği o yapayalnız olma hissi bazen beni çok rahatlatırken bazen çok geriyor. Özellikle oyunun tasarım ver görsellik yönünün zengin olması, iki türlüsünü de hissetmemi sağladı. Hele o hastane kısmı yok mu... İşte bu kısım, “yapamayacağım ben, korkuyorum” diye kolu ekrana çakıp ülkeyi terk edip Tibet’e yerleşip rahip olma isteğimi körükledi. Ara sahnelerin tasarımları, yansıtmak istenilen duyguya bağlı kullanılan renkler, açılar, gerçekten çok tutarlı ve güzel olmuş. Müzikler çok farklı geriyor. Hatta bu yüzden hastane yolundaki kısımda müziğin sesini kısmak zorunda kaldım. Genel olarak aman aman vurucu bir müziği yok ama öyle güzel yerlerde öyle güzel müzik koymuşlar ki, o an oyun sahnesinden değil de müzikten çok gerildim. Tasarımlar yine doğal olarak SH2’Ye benziyor. Hele bazı mutfak tasarımları aynı gibi. Oradan aldıkları parayı bu oyuna basmışlar diye düşünüyorum. Helal olsun.

Sonuç Olarak

Aşşşşırı bilim kurgu değil de daha çok kıyamet sonrası gibi hissettiriyor. DS+RE+SH karışımı ama başka hissettiren bir yapım olmuş. Oyun içindeki olayları notları okuyarak, Koruyucu ile konuşarak anlayabiliyorsunuz. Atmosfer hakikaten çok gerdi bu sefer. Beni cidden anlık değil de oyun boyu aralıklarla korkutup geren nadir oyunlardan oldu. Gerçek bir hayatta kalma korku oyununu zorlanarak tecrübe etmek istiyorsanız yenür. Ama 40 dolar nedir yav.

ACAYİP KALİTELİ BİR AKSİYON GERİLİM OYUNU! (HEM DE TÜRKÇE): CRONOS THE NEW DAWN https://www.youtube.com/watch?v=KNqOLS_0_Bg&t=3s

çok iyi

Güzel oyun.Kedi falan seviyoruz.Türkçe altyazı için de teşekkürler sevgili Polonyalı yapımcılar <3.

Oyunun son sahnelerinde 15 derecelik odamda, heyecandan feci sıcak bastı(hikaye akışından). Kaynaklarınız çok kısıtlı ve oynanışı zor bir oyun ama BİLİM KURGU + GİZEM + DİSTOPYA + GERİLİM sevenler için bir simülasyon. Seslendirme ve atmosfer çok başarılı. Müzikleri bile oyunun ne kadar karanlık ve gizemli olduğunu hissettiriyordu. Alışıldığın dışında çok enteresan bir hikayesi var. Mükemmel bir oyundu.

Oyunda elinizde shotgun + 2 mermi varsa, Türkiye sokaklarında gezmekten daha güvende hissettiriyor.

oyun güzel diyecek birşey yok ama son boss ölmüyor çok zor ve ekipman yetersiz kalıyor biraz kolaylaştırılması lazım yada ekipman yükseltilebilir

Oyunda kediler var. Diyeceklerim bu kadar.

Layers of fear kadar beni etkilemedi ancak gerilim dolu aksiyonu ve ilgi çekici(gizemli) hikayesiyle keyifle oynadım. Bana korku oyunundan çok macera/gizem oyunu gibi hissettirdi. Başarılı bir oyun tavsiye ederim.

Ohaa çok iyi laaaan

Oyun Türkçe öncelikle bu bir artı. Oyun güzel ancak oynanışı aşırı kütük. En iyi deneyim için kontrolcü tavsiye edildiği için önce kol ile oynamayı denedim. Zaten kütük hantal bir oynanış ile nişan almak falan işkence gibi geldi. Oyunu iade etmeyi bile düşündüm o kadar çok öldüm sırf kontrol edememe yüzünden. Sonra klavye ve fare ile oynamayı denedim ve kesinlikle böyle deneyin ,bence klavye ve fare daha ideal bu oyun için. Bu arada ben Silent Hill 2 Remake de oynadım ve orada da oynanış bana biraz kütük gelmişti,aynı kişiler yapmış sanırım bu oyunu da belki bana o yüzden pek cazip gelmemiştir,zevk meselesi. Ama böyle Linear ,hikayeli ve basit oynanışlı oyunları da ayrı seviyorum.Baist derken zibilyon tane yapılması gereken şey yok,açılacak,keşfedilecek derken bir noktada çok zaman harcanıp yoruyor o tarz oyunlar. Korku olarak övüldü diye aldım ama bence korkudan ziyade gerilim var. Yaratıklar yada atmosferden değil aksine envanter yönetimi ve sınırlı kaynak yüzünden. Elinize bir tabanca verilmiş ve mermileriniz aşırı sınırlı,ortalama bir düşman beş mermi ile ölüyor, tabancanın iki atışı var biri bekle ve daha güçlü vur mantığı şarj et ateşle gibi,birde normal sıkıyonuz ama o normaller pek işe yaramıyor malum e o zaman habire şarj edip ateşlemem lazım mantıken o zaman da ıska olma ihtimali artıyor. Böyle kısır döngülere giriyorsunuz. Re7 envanter mantığı gibi düşünün.Oynanış da Dead Space andırıyor ama daha hantal. Geliştirmeler var,silah,zırh falan. Birde oyundaki her düşman ateşe zaaflı ve ateşleyici değerli sayılıyor,elinizde sınırlı sayıda bulunabiliyor. Bu mantıkla denemek için bir düşmanı üç kere ateşle tutuşturdum ama ölmüyor,ille ya mermi yada yakın dövüşle falan almanız lazım. (Bu oyunun karakter tasarımı ,silah tasarımı ,az biraz atmosferi Blame! adlı animeye benzettim şahsen.) Şimdiye kadar iki tane boss gördüm, birini alt ettim diğerinde kaldım, bölüm tasarımıyla veriyor bossları ama dediğim gibi sınırlı kaynak ve hantal karakter ile biraz can sıkıcı mücadeleler sizi bekliyor.

souls oyunlarından çok daha zor bir oyunla karşı karşıyayız, aq mermi kısıtlı hedef alma çok zorlayıcı, sağlık kısıtlı, düşmanlar ölmek bilmiyor üstüne bir de ölenlerden güç alıp çok daha güçlenerek geliyorlar, çatışma alanları çok dar hızlı koşma hissiyatı yok, sarmaşık gibi yerin içine girip tekrar çıkan boss da 30 mermi harcadım sarı bölgelerine vura vura mermi bitti neyle savaşacam lan, insan etrafa daha çok mermi koyar,oynayanlar hazır olsun elden ring ve tüm souls oyunlarının dibini sömürmüş biri olarak bu oyun souls oyunlarını fena tokatlar :))

Işık titrer, gölge büyür, adım atsam dar Korkudan değil bu durum, mekân fena dar Arkadan bir ses gelir, kalbim hop hop eder Canavar üstüme gelir, ellerim titrer Duvarlar üstüme gelir, yollar daralır Her nefeste yankı var, korku çoğalır Karanlık basar etrafı, nefesim daralır Adımım yankı yapar, bedenim sarsılır Bir kapıyı denedim, kapı gıcırdadı Canavar köşeden çıktı, önüme atladı Bir anda gelen korkudan ödüm patladı Çığlığım odalarda her yeri kapladı Adımlarım kısacık, yer dar, yol kısa Gözlerim alışmıyor, karanlık, sise Duvar kenarı soğuk, eller titriyor Canavar bedenimden bir parça istiyor Kaçacak yolum yok, zaman da durmuş Kalbimden yükselen çığlıklar savrulmuş Canavar yaklaşırken umutlar solmuş Karanlıkta benliğim sessizce yok olmuş

Oyun genelinde güzel Oyun biraz zor ama alaşınca eline tam oturuyo Bazı yerlerde Altıma ettim Tavsiyem kapılara çok yaklaşmayın Hadi BAYSSS iyi oyunlar

Cronos, the New Dawn ana hatları ile Dead Space'e benzese de özellikle Evil Within ve Resident Evil gibi hayatta kalma korku oyunlarını sevenlere öneririrm. Her merminin altın değerinde olduğu ve kaynakları sorumsuzca harcarsanız düşmanların da sizi harcayacağı oyun zaman zaman beni zorlayıp kızdırmış olsa da günün sonunda gayet memnun kaldım. ARTILAR - Stratejik ve zorlayıcı savaş sistemi - Gergin ve gizemli atmosfer - Ödüllendirici araştırma - İlgi çekici hikaye - Etkileyici görseller - Türkçe dil desteği EKSİLER - Envanter darlığı - Düşman çeşitsizliği - Savaşta kısıtlı hareket - Ufak optimizasyon sorunları - Sıkıntılı kayıt sistemi - Zorluk seçeneği yok Puan: 8/10 https://www.youtube.com/watch?v=EJB8aOz317A

EDIT: Video incelemem burada: youtube.com/watch?v=oH-bWcpYo-o&lc=Ugx5x3PNFo-1oNHSWnZ4AaABAg Türkçe + Yerel fiyatlandırma. Böyle firmaları destekleyin, ilgi verin. Oyun beklediğimden çok daha iyi çıktı. Dead Space+Metro+Resident Evil'ın harmanlanmış hali desek çok yanlış olmaz. Kaynak yönetimi ve bununla beraber gelen çatışma hissi 10/10 ancak bazen kafa yakıyor ve bazı olaylar yüzeysel, bazıları ise tam tersine anlaşılmıyor. Belki bilerek böyle tercih edilmiştir, bilemiyorum. Yine de trailerı izlediğimde daha dandik bir şey bekliyordum. Firma Layers of Fear ve Silent Hill2 Remakeden sonra aksiyon tarafına biraz daha kasmış. Özellikle karakter ve ekipman gelişimi kısmının oyuna olan etkisini beğendim. Net 7.5/10 - 8/10 veririm.