Ben basit bir adamım ahbabım. Japonya'da geçen bir Assassin's Creed var ise ben onu satın alır oynar ve dönüp ardıma bile bakmam.

oyun güzel ama tayyip istifa et lan istifa git başımızdan

İlk defa bu kadar cilalanmış, toparlanmış bir AC oyunu gördüm. Manzara, görsellik harikulade. Tekrara düşeceğine eminim hikayede, oynanışta ve genel bütün içerikte. Koyu renkli eleman hoşuma gitmedi. Umarım küfülerle düzenlemem bu incelemeyi. Çünkü combat kısmı aşırı sırıtıyor, aşırı sıkıcı geldi Rise of the Ronin sonrasında.

Ayrıntılı inceleme yapacak kadar oyunda ilerleyemedim ama sonuç ne olursa olsun olumsuz inceleme yapacağım. Çünkü Ubisoft hala oyunlarına Türkçe dil desteği getirmiyor. Bütün AC oyunlarını oynayan ve Origins'ten beri ön sipariş ile alan bir Türk evladı olarak şu oyunu kendi dil seçeneğimle oynamak istiyorum. Ben kendi zamanımdan ve paramdan fedakarlık yapıyorum ama Ubisoft, bir kere olsun aynı şekilde karşılık gösteremedi. Göstermiyor. Tepki vermedikçe de göstermeyecek. Bu saatten sonra 10+ dil olan tüm oyunlarda Türkçe dil desteği görmediğim anda olumsuz eleştireceğim. Oyunun sistem gereksinimlerinde ekran kartları için min 8GB yazsa bile 6GB DLSS destekli ekran kartlarında oyun gayet akıcı oynanıyor. Youtubede bu konu ile ilgili videolar mevcut. Ben RTX 4050 ekran kartında DLSS açıkken, yüksek ayarlarda 60-70 fps civarı sonuç alıyorum.

Gördüğüm en kötü yan görevlere sahip bir adamla konuşuyorum, "Git şunu öldür" diyor. Başka biriyle konuşuyorum, "Git şunu çal" diyor. Bir başkasına gidiyorum, "Git ben şurada mıyım, bir bak gel" diyor. Bu ne olm? 20 mart - 18 nisan

1 saat kocaman kaleyi temizliyorum 5 dakika yürüdükten sonra önüme yine kocaman kale çıkıyor onuda temizliyorum 5 dakika sonra yine bir kale çıkıyor buhran geldi amk, bu kaleleri vs pas geçeyim yapmıyım dersen de adam akıllı gelişemiyorsun ve bosslara göre geri kalıyorsun, yine gereksiz, oyunu uzatmak için konmuş, boş şeylerle dolu bir ac oyunu. oynanışı güzel grafikleri güzel okadar. hikayeyi yazan geliştiricilere ve bunu öven beyinsiz oyunculara kafam girsin.

Oyunu beğendim mi? Evet incelemeyi olumlu mu vereceğim? Hayır. Neden? Çünkü oyun türkçe değil. Türkçe olmadan da en sevdiğim oyun olsa bile olumluya dönmeyecektir.

Kısmen yerel fiyatlandırma olsada Türkçe dil seçeneği yok!

Ey Ubisoft yıl olmuş 2025 bu işle uğraşan bir sürü yerel firma var vereceğin para sizin gibi firmalar için çerez parası fakat yinede durum ortada yazıklar olsun..

13 Nisan Güncellemesi: Oyunda ana hikayeden ilerlemeye çalıştıkca seviye sınırına ulaştığım için yan içeriğe gitmek zorunda kalıyorum. İşin garip tarafı yan içeriklerde de (Sıradan suikast görevleri) seviye sınırına takılıyorum böyle böyle bi süre sonra inşallah oyunda underlevel kalıp oyunum zehir olmaz. Oyunda 60 saatim oldu hala yan görevlerin bir suikast çarkı açmasından ibaret olması ayrı ayar ediyor beni. Yok abi görev falan hak getire bu oyunda. Ana hikaye görevleri bile A noktasındakiyle konuş sonra B noktasındaki adamı öldür. Artılar: <*>Grafikler şahane. Optimizasyon bir ubisoft oyununa göre üst seviye (RTX 4060 Laptop ile Ultra+DLSS Kalite+FG 65-110 Ortalama 80fps. Ray Tracing Very High). <*>Sinematikler bir önceki Assassin's Creed oyunlarına göre iyi. Ara sahneler yapılmak için yapılmamış anlatmak istediğini uzun ve detaylı bir şekilde anlatıyor. <*>Yeni gizlenme mekanikleri sayesinde gerçekten bir gizlilik oyunu oynadığını hissediyorsun. <*> İki ana karakter arasındaki keskin oynanış farkı. Özellikle Naoe tam bir Assassin gibi hissetiriyoken Yasuke tam bir tank ve hantal karakter. Eksiler: <*> Yan görevler getir götür işlerinden ileriye gidemiyorum. Git 10 tane çiçek topla seviyesinde. <*> Yapay zeka cidden çok kötü. Ubisoft yıllardır çok kötü yapıyor bu oyunda bazı iyileştirmeler yapmaya çalışmış ama yinede kötü. Gizlilik oyunu dediğin yapay zekasıyla öne çıkar bu oyundaki malesef sıradan türler için dahi yetersiz. <*> 30 fps ara sahneler. <*> Harita çok boş yapılacak yan içerikler tapınakta 3 tane parşömen bulmak ve önceki oyunlardan aşina olduğumuz diğer etkinlikler. <*> Modern zaman hikayesinin tırt olması. Nerde o Desmond Miles dönemleri.

sakın bu oyunu almaya kalkmayın amk adamlar işi biliyor. sırf siz oyunu iade etmeyin diye ilk 2 saati çok güzel, sonraki tüm herşeyi berbat yapmıslar. yan görevler,activiteler dahil fragmanda gördüklerinize kanmayın. hep ilk 2 saatden görüntü koymuslar. oyun güzel falan deil. sırf param boşa gitmesin diye oynuyorum. bunun yerine daha güzel oyun alabilirsiniz ________ KÖTÜ👎 ------------

Zenci var adam kesiyon. Kadın var parkur yapıyon. Ama işin sonunda kadın da olsan zenci de olsan götün sikilmesin diye aynı yan görevi 1000 kere yapmak zorunda kalıyon.

Oyun tekrara düşüyor diyen orhan evladları 14. kez ac oyunu alırken hangi yenilikleri beklediklerini yazsınlar da bilelim. Shadows en iyi ac oyunu olmaya aday

Oyunda emeği geçenlerin eline attırayım lan bu ne o.evladı bir firma ya bir oyunda tek değişen şey atmosfer mi olur koca oyunda g*tlerini yırtıp tek yaptıkları sey Ghost Of Tsushima özenip dövüş mekaniğini benzetmeye çalışmışlar. Arkadaşlar bu 14 serilik bir oyun ona göre değerlendirmek lazım oyuna ilk girdiğinizde atmosfere kapılıp anlık wow diyorsunuz ama şöyle düşünün oyunun grafiği öyle aman aman değil AC oyununda o kadar çok değişiklik olmuyor ki insanlar en ufak bir şey de wow oluyor. Oyun bir süre sonra klasik haline bürünüp bir adama 35 kılıç darbesi salla biç geç oluyor. ingilizceniz yoksa ana görevi unutun anasının a*ına saklamışlar lan 8 saatir oynuyorum ingilizcem yok siyahi karektere daha geçiş yapamadım o kadar ki ana görev bulunması güç dilin yoksa. oyunun tek iyi yaptığı şey npc adamlar bu işi yapıyor harbi npc burada uzağa gitme adamın yanında sohbet ettiği arkadaşını kesiyorum çay sigara yapıyor ama suç kimde tabi bizde bizim gibi enayilerde almaya DEEEVAAAAAMMMM KEEEEEEEE (5070Tİ ile oynuıyorum optimizasyonu bende iyiydi)

Shadows Alana Diploma Yok

20 saattir oynuyom hâlâ Yasuke'yi açamadım ag açık dünya da geziyom

Genel olarak Assassin’s Creed oyunlarını pek sevdiğim söylenemez. Origins ve Odyssey denemiştim ama çabucak sıkılmıştım ve devam edememiştim. Ergenken oynadığım Assassin’s Creed 1-2 en fazla oynadığım AC oyunlarıdır ve o zaman bile çok keyif alarak oynadığımı söyleyemem. Bunun dışında Japon tarihine ve kültürüne ilgim ve merakım yok. Samuray nedir hiç anlamam. Japonlara dair sevdiğim şeyleri söyleyecek olursam, One Piece başta olmak üzere bazı animeleri, Go oyunu, Final Fantasy serisi ve Tteokbokki (bağımlısıyım haftada bir mutlaka yerim). Yani bu oyunu alsam mı almasam mı diye çok kararsız kaldım ve aslında güzel görselleri dışında beni cezbetmedi. Diğer AC oyunlarından dolayı biraz ön yargılıydım. Ama bence bu oyun genel hatlarıyla en iyi AC oyunu olmuş diyebilirim. Bir kere sıkılmadan oynayabiliyorum! Oyun devasa bir açık dünyaya sahip ve etrafta gezilecek ve keşfedilecek çok fazla yer var. Ben bu tarz ıvır zıvırlarla özellikle AC gibi kendini yan görevlerde özellikle tekrar eden oyunlarda pek fazla uğraşmayı sevmediğim için hepsini yapmıyorum. Ama şuana kadar yaptıklarım tekrara düşmedi. (Tabii gidip her kaleyi temizleyip gear kasacak olursam çabuk sıkar.) Oyunun görselliği zaten müthiş. Sinematikler ve geçişler de gayet keyifli bir hikâye anlatımı sağlıyor, başarılı olmuş. Seslendirmeye gelirsek oyunu Immersive modda oynuyorum yani karakterler kendi dillerinde - Japonca ve Portekizce - konuşuyor. Japonca seslendirmeye animelerden ve JRPG'lerden alışık olduğum için bunun da başarılı olduğunu söyleyebilirim her ne kadar söylenenleri direkt anlamayıp altyazıya ihtiyaç duyuyor olsam bile. Müzikleri de gayet başarılı buldum. Atmosferiyle beraber bence gayet güzel bir oyun olmuş. Ha şu oyuna zenciyi koymasanız olmazdı, ama şimdilik hikâyede çok sırıtmıyor gibi. Devamını merak ediyorum eğer hikâyede saçma sapan bir şekilde bokunu çıkartırlarsa incelemeyi olumsuza çeviririm. $55.99 USD'ye değer mi derseniz, emin değilim. Yani herkese hitap etmeyebilir teması bakımından böyle bir oyun. Japon tarihini, kültürünü falan seviyorsanız yapıştırın gitsin ama uzaksanız indirim beklemenizde fayda olabilir. Mâlûm Ubisoft oyunları hızlı indirim görüyor, tabii bu esnada USD - TRY kuru da aynı şekilde hızlıca tırmanabilir. (YTD)

Uyarı: Karakter limiti olduğu için, yazmak istediğim birçok şeyi sonradan silmek zorunda kaldım. Bazı konulara üstün körü değinmiş, yahut değinmemişimdir. Mazur görünüz. Uyarı 2: En son ne zaman kitap yüzü açtığı, bilim adamları tarafınca tartışma konusu olan arkadaşlar için en altta artılar ve eksiler olarak özetledim. Dileyen bakabilir. Konuyu fazla uzatmadan başlayalım. Alın birer çay ya da kahve, takın kapüşonları, çalıştırın hidden blade’i ve hep beraber, Japonya’nın Sengoku dönemine ufak bir yolculuk edelim. Not: Oyunu %100 bitirdikten sonra bir update şart diye düşündüm. Mirage’ı ve Nexus VR’ı saymazsak, (saymamıza gerek yok, ikisi de yan oyun) tam beş yılın ardından seriye geri döndük. Peki bu dev zaman farkı kendini belli ediyor mu? Ya da şöyle sorayım; Ubisoft, formülünü ısrarla devam ettiriyor mu? Soranlar olabilir. Nedir Ubisoft formülü? Dev, ancak fazla ruhsuz açık dünya. İçeriğin aşırı fazla, çeşitliliğin oldukça sığ olduğu, tekrara düşen görevler ve keşif dizaynı. En önemlisi de her oyunun birbirine aşırı derecede benzemesi. Konu sadece eski AC oyunları da değil. Son yıllarda çıkan Ubisoft oyunlarının benzerliğini fark ettiniz mi? Örnek olarak Far Cry 5/6, Ghost Recon Wildlands/Breakpoint ve Origins’den beri devam eden AC oyunları. Oynanış ve türler farklı olsa da, içerik her üç seride de aynı. Peki Shadows, nihayet bu koca çemberin içinden çıkıp, kendi özgünlüğünü yaratmış mı dersiniz? Tartışılır. -Hikâye- İlk başlarda iyiydi. Ancak bitirdikten sonra eminlikle söyleyebilirim ki, en kötü üç AC hikâyesi arasına girer. First things first, oyunda günümüz hikâyesi yok. Yok derken, Syndicate gibi ara sahne olarak bile yok. Serinin her oyununda modern konuyu daha da karmaşık hale getirmek yerine belki de bundan sıyrılmak en iyi tercihtir. Diğer taraftan önceki iki (bir buçuk) oyunda malum karakteri buff’layıp, sonra günümüz hikâyesinden kopmak, Ubisoft’un yine loose ends kervanına yeni bir eklenti yaptığı anlamına gelmiyor mu? Öte yandan Sengoku döneminde geçen esas hikâyemiz, sakız gibi uzadıkça uzuyor ve bir noktada bayıyor. Yine Valhalla’da olduğu gibi bir sürü bölgemiz mevcut. Her bölgemizin de kendi içinde, diğer bölgelerle alakasız hikâyeler var. Assassin vs Templar olayı ise bütün oyun boyunca toplasan iki saat sürüyor. Buna rağmen hikâye sunumu ve ara sahneler tembellikten arınmış. Artık oturaklı bir sunum kalitesi ile karşı karşıyayız. Fakat maalesef aynı özen yan görevlerde yok. Efendim, (Burada Dost Kayaoğlu gibi hissettim, normal mi?) ana hikâye de, yan görevler de sıkıyor. Özellikle benim gibi her taşın altına bakacak türden takıntınız varsa, fazlasıyla bunalacaksınız. Yok, ben sadece hikâye oynuyorum diyorsanız, yine üzülürsünüz. Çünkü dandiklik bir yana, level kasmak için yan içerik de şart. Kasmadığınız takdirde hikâyede ilerlemek mümkün değil. Hülasa, sürekli “beş düşman öldür, on kişi tokatla, git bana şu eşyadan yirmi adet getir” tarzı boş beleş işler ile doldurulmuş yan görev tasarımı var. Ayrıca bunları sunarken hiç özen göstermemişler. Yahu, Odyssey’in yan görevlerini ne çabuk unuttunuz? Her biri kendi içinde mini hikâye barındırıyordu. Bari hiç yeltenmeyip, Valhalla gibi kısa görevler – Mysteries koysaydınız. Yemin ederim katbekat eğlencelilerdi. Kısacası leş. -Karakterler- AC, daima tarihi figürler açısından zengin bir seri oldu. Bu bolluk Shadows’da da devam ediyor. Lakin ne yazık ki, karakterler fazla sığ. Tamam, kabul: Her iki karakter kendi içinde güzel işlenmiş. Farklılıkları bariz, bunu da oynanış elementleri ile güzel yedirmişler. Ancak Ezio gibi, Edward gibi efsanelere ev sahipliği yapmış bir seri, neden son yıllarda sırtını ruhsuz karakterlere dayıyor? Neden güzel yazılmış karakter gelişimleri göremez olduk? Açıkçası birkaç fikrim var, lakin linçlenirim. Dayatmaları ile eğlence dünyasının içinden geçen bir grup embesil diyeyim, gerisini anlayın. Geçelim görsellik ve atmosfere. -Grafikler ve Atmosfer- Burada pek şikâyetim yok. Görsellik muhteşem ötesi. Atmosferi de ilmek-ilmek işleyip, bize müthiş bir dünya yaratmışlar. Her saniye manzaranın tadını çıkarmak, her bölgeyi dört mevsimin dördünde de deneyimlemek için oynanışı uzatma çabaları, fotoğraf modunda heba olan onlarca dakika… Ubisoft bu işi başarıyor. Ha, teknik aksaklıklar yok mu? Var. Kalabalık bölgelerde fps droplar mevcut. Üstelik DLSS ve FG ile ilgili çok büyük sorunlar var. Bir de ara sahneler zorunlu 30 fps. Umuyorum ki, güncellemeler ile bu sorunlar hallolacaktır. -Oynanış- En bariz yeniliklerin olduğu konuya geldik. Şunu belirteyim ki, bu oyun, suikastçı hissiyatını en güzel veren AC oyunu. Naoe tam da suikastçı için biçilmiş kaftan. Gerektiğinde yerde sürünüp, düşmanların dibine kadar giriyor. Gerektiğinde karanlıktan yararlanıyor, ışık kaynaklarını devreden çıkarıp, karakol ve kalelerin çatılarında kendine has kancası ile parkur yapıyor. O kadar akıcı, o kadar çevik bir karakter ki, elimde olsa, oyunun tamamını onunla oynarım. Diğer taraftan Yasuke de fena sayılmaz. Gürbüzü ile oturaklı darbeler savurup, vücut parçalarken bize harika ötesi vuruş hissi yaşatıyor. Ayrıca kalıplı olmasından mütevellit, çoğu yere tırmanamaması, yahut gizli ilerleyememesi gibi detaylar, oynanışa çeşitlilik ve renk katıyor. Ve fakat, haritamız bu renkliliklerden nasibini alamamış. Yine her birinden elli adet olan dört içerik (lafın gelişi dört), maalesef saydıklarımı ve saymadıklarımı göz önüne alsak bile, günü kurtarmıyor. Animasyonlar, parkur, vuruş hissiyatı ve derinlikli gizlilik tasarımı bir noktaya kadar tamam, ancak günün sonunda açık dünyada en önemli etken, içeriğin zenginliğidir. Gizlilik tasarımı demişken; yapay zekâ hala aptal. Şu işe çözüm bulamadılar, gitti. -Diğer unsurlar- Evvela, seslendirmeler ve müzikler her AC oyununda olduğu gibi akıyor. Gerçi Ezio’s Family ezgilerini burada da duyar gibi oldum, ama görmezden geleceğim. Ubisoft, sıkmadı mı sence de? Onun dışında müzikler harbiden özenle bestelenmiş. Karakter seslendirmeleri ise ana hikâye görevlerinde güzel, yan görevlerde kötü. Yahu, yan görevlerde bir tane iyi özellik yok ki. Neyinden bahsedeyim, tekrar ve tekrar? HUB konusunda da fikrim henüz stabil değil. Yani gerek var mıydı? Tamam, serinin bütün yeni oyunlarını buraya bağlamak ve belki de gelecekte, günümüz hikâyesini buradan ilerletmek istiyorsunuz. Ancak HUB ne alaka? Hoşuma gitmeyen bir başka şey de, dev dünyada boss sayısının oldukça kısıtlı olması. Veya bir noktadan sonra iyice sıkmaya başlayan keşif modu seçeneği. Başka bir şikâyetim de mimari tasarım. Kültürel açıdan oldukça şık eserler görüyoruz, fakat Çin motifleri ile süslenmiş bazı bezekler, ambiyansı aniden mahvediyor. Hiç mi tarih çalışmadınız? Japonya gibi bir coğrafyaya bu şekil lakayıt yaklaşmak, tarihi ve kültürel bir cinayettir benim için. Son olarak söylemeden edemeyeceğim. Ubisoft, neden her oyunu +150 saat yapmak gibi bir huy edindin sen? Özetleyecek olursak; karşımızda şans verilmesi gereken, iyi, ancak güzel diyemeyeceğim bir AC oyunu var. Eksilerini görmezden geldiğiniz takdirde eminim ki, oldukça keyif alacaksınız. Bence görmezden gelin. Artık alıştık diyelim. Ubisoft being Ubisoft, en nihayetinde. Artılar: + Hikâye sunumu bayağı gelişmiş. + Karakterler arasında oynanış farkı iyi yedirilmiş + Görsellik muhteşem + Atmosferi sanatsal + Cilalı + Assassin hissiyatını mükemmel yansıtıyor + Derinlikli gizlilik sistemi + Akıcı parkur + Vuruş hissi iyi + Seslendirmeler iyi, müzikler özenle bestelenmiş Eksiler: - Günümüz hikâyesi tamamen ortadan kalkmış - Hikâyesi klişe ve kötü. Suikastçı ve Templar olayları neredeyse hiç yok - Ubisoft Formülü, bu oyunda da kendini belli ediyor - Level kasmak için yan içeriğe zorluyor. Yan içerikler de fazla tekrar ediyor - Karakterler ruhsuz ve gelişim neredeyse yok - Yapay zekâ 3 IQ - Abartılı büyük açık dünya - Bazı teknik problemler - Boss sayısı/çeşitliliği az - Oyun içi satın alımlar bu oyunda da var - Kültürel açıdan mimari ve coğrafi hatalar

Assassin’s Creed serisini uzun zamandır takip eden biri olarak, Shadows’u bu kadar çok beğeneceğimi tahmin etmiyordum. Atmosfer, çift karakterli oynanış, Japon kültürü, mevsim döngüleri ve görsel kalitesi gerçekten çok iyi. Oyun ilk duyurulduğunda, çoğunluk gibi ben de siyahi samuray olayına sıcak bakmıyordum. Ancak Yasuke'nin hikayesini öğrendikten sonra bu konudaki fikrim olumluya döndü. Ubi, iki karakterin hikayesini de çok güzel işlemiş. Görevlerde kültürel detaylar başarılı; örneğin, çay seremonisinde ev sahibinin kasenin en güzel kısmını misafire çevirmesi, misafirin de bunu doğrudan içmek yerine kaseyi sağa doğru iki kez çevirerek saygı göstermesi gibi ritüeller yer alıyor. Genel olarak bakıldığında oyun çok hoşuma gitse de beğenmediğim kısımlar da mevcut tabii. Mesela at sürme mekanikleri... Zaten hiçbir Ubi oyununda beğenmiyordum, bu oyunda da olmamış ne yazık ki. At sürmenin eziyet olduğu gibi otomatik takip etme seçeneği de yok. Buna rağmen, tarihi Japonya’yı bu kocaman açık dünyada keşfetmek müthiş bir deneyim. Olmuş bu oyun, Ubisoft!

kültür karmaşasını iliklerinize kadar işleten bir oyun. zengin kültüre sahip ve bir o kadar da kültürüne sadık kalan şaheser.

Ben casual bir oyuncuyum, sexy bir kadın shinobiyle adam doğrayacaksam o oyunu alırım

Oyun her yanıyla sarıyor güzel fakat Türkçe dil desteği yok o yüzden olumsuz oy :) -ADD TURKİSH LANGUAGE

Naoe ile dayak yedikten sonra Yasuke'ye geçip, ortalığı kan gölüne çevirdikten sonra "Beni dövdüler abee dediğin zaman seni gittim samurayların elinden kurtardımmm" bakışı atarak kapıları kıra kıra devam etmesi aşırı keyifli.. Sonunda kapıları kırıp, sonunu düşünmeden taktik yapmadan bam bam bamm diye vura vura gideceğimiz bir karakterin olması ve bunun yanında gizliliği geliştirerek tamamen gizliliğe dayalı bir karakter de oynayabilme seçeneğimizin olması çok güzel olmuş. Oyunun grafiklerini MUHTEŞEM olmuş. Optimizasyon da güzel, ac serisine gönül vermiş biri olarak önceki oyunların üstüne yenilikler eklenmiş, üstüne bide Japonya da geçmesi falan aşırı keyifli bir oyun olmuş.

Ubisoft bütün stüdyolarını toplayıp ''arkadaşlar bu oyunu iyi yapmazsak sıçtık..'' demiş bu oyunu yapmışlar, bu oyun ya şirketi kaldıracak yada çok fena batıracak, bakalım...

Assassin's Creed en sevdiğim oyun serisidir. yeni nesil oyun motoru ve mekaniklerini şahsen eski oyunlarına göre daha çok seviyorum. Tarihi mekanlar ve mitolojik olayları hep ilgimi çekmiştir bu yeni oyunda en çok beğendiğim özellik iki karakter arasında geçiş ve bu karakterlerin birbirlerine zıt bir oynanışı stili olması. shinobi naoe ile gizlilik odaklı oynarken samuray yasuke ile doğrudan bodoslama bir çatışmaya girebiliyoruz. her iki karakterinde kendi oynanışına uygun silahlar bulunuyor. karakterinize göre npc karakterleri size farklı bir yaklaşımlarda davranışlarda bulunabiliyor. oyunda dört mevsim geçişi mevcut ve her mevsimin kendine has kolaylık ve zorluğu var. örneğin bahar ve yaz aylarında uzun otlar arasında rahatça saklanabiliyorken kış mevsiminde bu o kadar kolay oluyor yürümek ve koşmak iklime göre zor oluyor. ama düşmanınızı kar fırtası sırasında fırtınadan istifade edip gafil avlayabiliyoruz. shinobi ile oradan oraya kancamız ile atlayıp zıplarken samuray ile bu pek mümkün olmuyor. yasuke iri yapısı nedeni ile koşarken düşmanlarını, kapıları ve çeşitli nesneleri yerle yeksan edebiliyor ve inanç atlayışında ise naoe ye göre oldukça kötü. oynanışta kale hedefleri bir süre sonra dejavu hissi yaratıyor. ben bu senaryoyu bir yerden biliyorum havasına sokuyor. ve son olarak bir yerleşke kurup evler yapabiliyor ve kozmetiklerle süsyebiliyoruz bu yerleşkemize yeni ittifaklar bulabiliyoruz. son olarak hayvanlar ile etkileşim var kedi köpek gibi hayvanları sevip yerleşkenize alabiliyorsunuz. diğer serilere göre kedi köpek vb gibi hayvanların yavrularıda bulunmakta. oldukça tatlılarda :) ve son olarak çeşitli aktiviteler mevcut. meditasyon havyan resimleri çizme ve dövüş sanatları gibi. ben oldukça beğendim ve imkanı olan arkadaşlara tavsiye ederim.

Bir oyun bu kadar mı muhteşem olur. Grafikleri görev yapısı müzikleri ve oyun içi diyaloglarla muhteşemdi. Assassins creed serilerinin hepsini oynamış biri olarak iyi ki varsın Assassins Creed :) Not: Tarafım tapınakçılar :))

Assassin’s Creed serisini uzun süredir takip eden biri olarak Shadows’un çok iyi olmasa da en azından iyi denebilecek seviyede olacağını öngörüyordum. Atmosfer, çift karakterli oynanış, Japon kültürü, mevsim döngüleri ve görsel kalitesi oldukça başarılı. Oyun ilk duyurulduğunda Japonya'daki tek siyahi samuray olma fikrini gerçekçi bulmuyordum. Ancak Yasuke'nin hikayesini öğrendikten sonra bu konudaki kanaatim değişti. İki karakterin hikayesi başarılı şekilde işlenmiş. Görevlerde kültürel detaylara özen gösterilmiş. Örneğin çay seremonisinde ev sahibinin kasenin en güzel kısmını misafire çevirmesi, misafirin de bunu doğrudan içmek yerine kaseyi sağa doğru iki kez çevirerek saygı göstermesi gibi ritüeller yer alıyor. Genel olarak değerlendirildiğinde oyunu başarılı bulsam da menfi özelliklerinin bulunmadığını söylemek mümkün değil. At sürme mekaniğinin zayıf olması bir yana, buna müteakip otomatik takip etme mekaniğinin de mevcut olmaması önemli bir eksiklik. Açıklanan menfi özelliklere rağmen tarihi Japonya’yı açık dünyada keşfetmek keyifli bir deneyim sunuyor.