Çocukluk oyunum steam e geldi. Bu oyunda küçük yaşımda neler neler yapmadım ki... Evde parti vermek için insanları arardım (3-4 kere art arda arayıp parti verdiğimi söylerdim üst üste arayınca daha çok kişi geliyor hahahah) sonra gelen herkesi koca bir odaya alıp giriş kapısını satardım insanlar eve hapsolurdu ve bir süre sonra açlıktan uykusuzluktan geberirlerdi :D bazen de evde havai fişek patlatıp yangın çıkarırdım toplu katliam yapardım ya da insanları havuza sokup havuzdan çıkmalarını sağlayan itemi satardım havuzda boğulurlardı :D Öldükten sonra evin etrafı koca bir mezarlık olurdu geceleri ölen insanların ruhları evin içinde dolanıp beni korkuturlardı ciddi anlamda tırsardım hahah Eve hırsız geldiğinde çalan gerilim müziği rüyalarıma girerdi. Aynı müzik bazen telefona cevap verdiğimizde de çalardı her telefona bakma ayrı bir gerilimdi benim için :D Bebek yapardım sonra bebekle ilgilenmezdim sürekli zırlardı çocuk esirgeme kurumundan bebeği almaya gelirlerdi oyunu durdurup gelen kadını satardım :D (move_objects on hilesi ile oyundaki her şeyi satılabilir hale getirebiliyorsunuz) Ayrıca çoğu insan bilmez eğer evinize noel babanın gelmesini istiyorsanız bir şömine, bir tabak kurabiye ve noel ağacı alın Ve küçük bir bilgi daha eğer evinizi azrailin ziyaret etmesini istiyorsanız kapınızın önüne bir sürü bal kabağı koyun. Azrail kapınızı çalmak için gelecektir. Daha çok şey var bu oyun hakkında yazabileceğim çünkü bu oyunun gerçekten bağımlısıydım ama incelemeyi çok uzatmak istemiyorum diyeceğim son şey bence bu oyun sims serisinin en güzel oyunuydu (Not: mazoşist değilim bu sadece bir oyun :D)

İşte döndüm dolaştım ve her şeyin başladığı o yerdeyim yine. Cihan DVD Center'a gitmişim, (C ile okuyun lütfen), Cihan abim demişim bana bir oyun ateşle, o da yeni çıktı bak bu güzel diye bana Sims vermiş, yalnız kırek mırek bi' şeyler diyor, tamam abim diyorum ama tam da anlamamışım. O zamanlar orijinal mi korsan mı ben ne anlarım, zaten tek bir dükkan var oyun satan, tercih şansım yok. Cd'ye de oyunun fotosunu basmış, kapak da basmış içine koymuş, daha ne olsun ben olsam ben de böyle yaparım diyorum ka.li.te. Eve geliyorum, takıyorum CD'yi, setupa bas sonra next next next. Neyse yükleniyor, oyna diyorum ama açılmıyor bir türlü. Anama babama sorsam anlamazlar, e internet yok, ne yapsam ne yapsam diye düşünüyorum, kırek deniyorum ama tam da beceremiyorum heralde, ertesi gün okuldan gelir gelmez 5 saniye içinde giyinip hemen yan binada oturan benden büyük kuzenime gidiyorum. Çalıyorum kapıyı diyorum yengem selamlar ben abime bi' şey soracaktım. Yukarda odasında diyor bir koşu çıkıyorum, bam diye dalıyorum odasına aboov bir de ne göreyim daha giyinememiş donsuz geziyor. Ay ben bir utan bir utan kıpkırmızı oluyorum, halbuki 6 yaşında çocuğum yani, gel gel diyor gülüyor. Neyse derdimi anlatıyorum, bilgisayarını açıp anlatıyor program files filan falan, dönüyorum eve şak yapıyorum. Allah diyorum hekır oldum yarappi, ben neler yaptım yav üff, bilgisayarlar benden korksun artık. Gerçekten de ne anama sorabilirim, ne internete, ne de bir daha donsuz kuzenimin odasına dalıp rezil rüsva olmayı göze alabilirim diye diye bilgisayarla ilgili ne varsa o günden itibaren kendi kendime öğrenmeye başladım. En son okulun bilgisayarlarını heklemiştim filan, komşunun bilgisayarına uzaktan bağlanmıştım, sonra gençbilimciler diye websitesi kurmuştum okulda bi klüp kurup, 5. sınıftaydım daha, Hürriyet'e bile çıkmıştım. İşte her şey tam olarak Sims 1 ile başlamıştı. Hey gidi günler hey. Oyuna gelirsek, sanki bu kadar uğraştım yükledim, kırekledim de oynayabildim mi? YOO. Ben ne anlarım hunger munger (hangır değil hunger). Tek bildiğim use (yus değil use) yapıp tuvalete gitmek... Derdim para, aşk... Bu yüzden tüm simlerim 3 gün içinde açlıktan, susuzluktan kuruyor, ölüyor gidiyordu, yemek yapayım desem yanıyorlardı. Çocuğum olsa şak ertesi gün askeri okula alıyorlar diyorum yav bu niye gitti? Yangın alarmı olayını çözmem yıllarımı aldı. Bir de o hırsız sesi yok mu... Derken eve 56 Kbit e-kolay internet geldi ve ben klapaciusu buldum. Öfff zenginlique... Yine de tüm o zenginlikte açtım, susuzdum, uykusuzdum... En büyük evde oturuyorum, jakuzim var ama ölüyorum çünkü yemek yemeye vaktim de yoık her gün sürekli işe gidiyorum, skill mkill hak getire hep giriş baremi işteyim. Meğer Türkiye simülasyonu oynuyormuşum. Aslında oyunu uzun zamandır Mac'imde wineskin aracılığıyla oynuyordum ama baktım Steam'e geldi, dedim artık hakkını verme vaktidir. Sadece Windows uyumlu olduğu için bir süre ne yapsam diye düşündüm ve sonunda Deck'ten açıp bilgisayar ekranına yansıtarak oynayabileceğim aklıma geldi, ya da Deck'e mouse bağlayarak, iki şekilde de başarılı çalışıyor. Başta Maxis'e, ardından Cihan DVD Center abime teşekkür ediyorum. Ne varsa esnafta var, yıllar sonra nihayet şehir dışında bir AVM'ye gidince Teknosa mı, D&R mı artık bilmiyorum gerçekten orijinal oyun satan bir yere girince wow dedim, hemen gittim yalvar yakar ana ana ne olur Sims 2 çıkmış alayım dedim. Bin bir dil döktükten sonra gidip eklenti paketlerinden birini almışım, Cihan abim olaydı önce asıl oyunu almak lazım yoksa çalışmaz derdi. Eve gelip bu gerçekle karşılaşınca yıkıldım. Cihan abime gittim, Sims2 aldım ama orijinal eklenti paketi kırekli oyunu tanımadığı için hiç oynayamadım Glamarous Stuff'ı. Boşa anama dil döktüğüm ve para bastığımla kaldım. Cihan abim öldün mü kaldın mı emekli mi oldun DVD Center'in ne oldu bilmiyorum ama selamlar sana. Ve kuzenime teşekkür ediyorum, iyi ki yavaş giyiniyordun da utançtan bir daha gelip sana bir şey soramadım, hep kendim öğrendim, geliştim, ilerledim. Sayende bugün buradayım (burası neresiyse). :D

Bu oyunda ikinci günden sonra hayatta kalabilen herkes her şeyin üstesinden gelir. Oyunun gizli adı The Sims How Not to Survive